İtalya'dan EHGB ESÜ e-öğrencisi Francesco Giommoni'nin, çeşitli olaylar ve kişisel bağlantılar vesilesi ile zengin Ermeni kültürünü keşfetme konusunda eşsiz bir hikayesi var. Hikaye 2011 yılında Venedik'e taşınıp Ca' Foscari Üniversitesi'nde Asya dilleri okumaya karar vermesiyle başlıyor.
Francesco'nun üniversitenin yakınında, kapısından her geçişinde dikkatini çekerek üzerindeki yazıları merak etmesine neden olan saray benzeri bir kurum vardı.
Bu kurumun Ermeni Moorat Rafael Mıkhitaryan koleji olduğu ortaya çıktı. Hindistan'ın önde gelen ailelerinden iki varlıklı Ermeni, Samuel Mıgırdiç Murad (Moorat) ve Eduard Rafael tarafından finanse edilen kolej, saygın bir öğretmen kadrosuyla yüksek kalitede akademik eğitim sağlıyordu.
Francesco, çalışmaları sırasında Doğu Hıristiyanlığını öğrendi ve Ermeni kültürüyle ilk kez Ermeni Dili ve Edebiyatı profesörü sayesinde tanıştı. Özellikle Ermenistan'da Hıristiyanlık üzerine verilen bir konferanstan etkilendiğini hatırlıyor. Aynı zamanda Kafkasya tarihini de inceledi ve öğretmeni daha sonra yüksek lisans tezinin danışmanı oldu.
Daha sonra Francesco, Venedik lagünündeki küçük bir ada olan ve 1717'den beri Mıkhitaryan manastırına ev sahipliği yapan San Lazzaro degli Armeni'yi ziyaret etme fırsatı buldu.
Francesco'nun Ermeni kültürüne olan ilgisinin artmasında sadece mekanlar değil, insanlar da rol oynadı. “İtalya'da ve yurtdışında bazı Ermenilerle tanışma şansım oldu ve hepsiyle her zaman çok iyi anlaştım ve bu beni Ermenistan, Ermeni dili ve kültürü hakkındaki bilgilerimi kitaplar ve filmler aracılığıyla derinleştirmeye teşvik etti. Bunlardan en önemlisi Antonia Arslan'ın yazdığı “La masseria delle allodole” kitabı olmuştur.
Daha sonra Francesco Türkiye'de yaşarken EHGB ESÜ web sitesine rastladı ve online Ermenice kursuna kaydolmaya karar verdi. "Pandemi zamanıydı ve kursa katılıp beğenip beğenmediğimi görmeyi düşündüm. Doğu Ermenicesiyle başladım”, dior Francesco.
Bunca yıl geçmesine rağmen kendisi hâlâ EHGB ESÜ e-öğrencisi ve hevesli bir Ermeni dili ve kültürü tutkunu. “4 yıl sonra ESÜ'de 4 ders Doğu Ermenicesi, 3 ders Batı Ermenicesi (şu anda 4'üncüye katılıyorum) ve 2 ders Ermeni Tarihi (şu anda 3'üncüye katılıyorum) tamamlayacağımı hiç düşünmezdim.”
“Ermenice bilgim sıfırdı ama artık Ermenice metinleri oldukça iyi okuyabiliyorum. Ne yazık ki Ermenistan'ı hiç ziyaret etme şansım olmadı ve bu da Ermenice konuşmamın yazma ve okuma kadar iyi olmadığını gösteriyor, ancak bunun üzerinde de çalışıyorum” diyor.
Neyse ki, kendi kendine çalışma derslerine ek olarak, ESÜ kursları, Online Öğretmeni ile birebir oturumların yanı sıra, konuşma dili pratiğini kolaylaştırmak için çeşitli sosyal etkinlikler ve grup toplantıları da içeriyor.
“ESÜ tarafından sunulan tüm kursları tamamlamayı gerçekten çok isterim çünkü kişisel olarak bunların gerçekten iyi yapıldığını düşünüyorum ve öğretmenlerim Marine Haçaturyan ve Ani Dekirmenchyan öğrencilere karşı her zaman dost canlısı ve yardımsever davrandılar, bu da benim Ermeni dili ve kültürü konusunda daha fazla ilgimi çekmemi sağladı”.
EHGB ESÜ Kıdemli Online Öğretmeni Ani Dekirmenchyan da Francesco'yu zeki, kendini adamış ve çalışkan bir öğrenci olarak tanımlıyor. “Ermenice derslerini çok ciddiye alıyor, tüm düzeltmelerimi ve geri bildirimlerimi dikkate alıyor ve kendini geliştirmeye çalışıyor. Ayrıca ESÜ sosyal medya projelerine de heyecanla katılıyor. Francesco'nun yeni zirvelere ulaşacağından eminim” diyor.
Francesco şu anda Batı Ermenicesini öğrenmeye odaklanıyor. “2020'den bu yana Türkçe çalışmaları alanında yüksek lisans yapmaya başladım ve tarihleri, gelenekleri ve dilleri de dahil olmak üzere Türkiye'deki Rumlar ve Ermeniler üzerine yoğunlaşıyorum, bu nedenle Türkiye'den daha fazla Ermeni ile temasa geçme, onları tanıma ve tarihi hakkında öğğrenme şansına sahip olmayı çok isterim.”
2022'den bu yana Ermeni cemaatlerinin yoğun olduğu Orta Asya'da yaşıyor. "Yani şunu söyleyebilirim ki, ESÜ'ye ilk kayıt olduğum 2020 yılından itibaren hayatım her zaman Ermeniler ve Ermeni kültürüyle çevrilmişti."
Francesco'nun bilgisini zenginleştirmek için bir sonraki hedefi, Ermenistan'ı ve Doğu Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Gürcistan ve İran gibi diğer tarihi toprakları ziyaret ederek Ermeni kültürünü keşfetmektir. Amacı Ermeni toplulukları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kendi deyimiyle "Ermeni mirasını paylaşmaya daha fazla dahil olmaktır."
